Ana Sayfa

9 Mart 2017 Perşembe

İletişimdeki Mutlak Doğru

 Mutlak doğru herkesin kesin olarak kabullendiği ve  tek bir doğru olduğunu kanıtladığı durumdur. Mutlak doğruları olmayan insanlar hayatın onlara yaşanılmayacak bir tarafını yaşamaya başlar ve başkalarının doğrularını kabullenmeye  mecbur kalırlar. İtiraz edemedikçe de düşüncelerimiz başkaları tarafından şekil almaya başlar. İşte o noktadan sonra da başka insanların figüranı oluruz.
Bizler ya zoraki dayandığımız mutlak zorluğa göğüs gereceğiz, ya da doğruyu kendimize göre değerlendirip biraz da asilik yaparak düşüncelerimizi diğer insanlara aktaracağız. Bunu yaparken zoraki bir dayatmayı tercih etmekten kaçınmalıyız. Çünkü baskı yaparak farklı düşündüğümüz şeyleri aktarmak istersek bize karşı mutlak doğruyu kabullendirmek isteyen insanlardan farkımız kalmaz. Peki eğitim de mutlak doğrunun varlığı nedir? Öğretilenlerin nesnel ve değişmez olması bir bakıma bizi mutlak doğruya sürüklemektedir. Ancak öğretmenlerin bilgiyi aktarma ve iletişim kurmasında, bilgileri öğrencilere aktarırken öğrencilerin düşünmelerine ve yorum yapmalarına izin verilmelidir. Eğitim sürecinde mutlak doğru vardır ama biz  insanlar da düşündüğümüz gibi yaşarız. Nesnel bir bilgiyi bile belleğimizdeki bilgilerle bağdaştırıp ona yeni şekiller vererek öğrenmeye çalışmalıyız. Karşımızdaki insanın duygularını değiştirme gücünü onun bize gönderdiği mesajda arayıp ve onunla iletişim kurarken olaylara farklı açıdan bakıp düşünce özgürlüğüne önem vermeliyiz. Eğer tek bir açıya bağlı kalırsak bu durum da ortada konuşulacak bir iletişim olmayacağının göstergesidir. Görünen de değil de görünmeyen ihtimallerle ilgilenmek iletişimi en zora sokan bir düşüncedir. Çünkü insanlar farklı düşüncelere anlayış göstermez, yeni düşünceleri kabullenmezler. Verilen neyse ona itaat eder, zihinde olanı zorlamaz. Zorlayan biri olduğu zamanda onu terslerler. Ki belki o zorlanan fikir mutlak doğruyu değiştircek bir fikirdir. Bir öğrenci üzerinden örnek verirsem, diyelim ki bir öğrenci 2 dersten başarısız 1 dersten başarılı. İlk tepki öğrencinin başarısız bir öğrenci olduğunu düşünmemizdir. Peki bu durumu hiç yaptığı iş olarak düşündük mü? Bu öğrenciyi, başarısız bir öğenci olarak yargılamamız onun başarılı olacağı dersten ilerlemesine kaygı yaratacaktır. Ve yapabildiği tek şeyi kaybetmesine neden olacaktır.

İletişimin gücü bu noktada da ortaya çıkıyor. Karşımızdaki insanlarla farklı düşünce yapılarımızın olacağı doğrudur. Önemli olan bu düşüncelere değer verip yeni bir düşünce oluşturmak gerekir. Baskı yöntemi kullanılan ve farklı düşünceleri zorla kabul ettirdiğimiz  bir iletişim kurduğumuz da karşıya verdiğimizin mesajın dönütü bireyde mutsuzluk yaratacaktır. Mutsuz olan bireyler de karşısındaki insanın doğrusunu kabul edip sorgulamadan, düşünmeden bu iletişimi kabullenmiş olacaklardır ve bunu değiştirmek için hiç bir şey yapmayacaklardır. İşin kötü tarafı böyle bireyler gün geçtikçe artmakta ve bu şekilde hayatlarına devam etmektedir. Ne kadar yaşanılabilecek bir hayatlarının olduklarını düşünmeden… İhtiyaç bireyseldir. Bu ihtiyaçları değiştirmek ve geliştirmek yine bireyin elinde olan bir şeydir. İletişimde etkili olduğumuz nokta da amacımıza verimli bir şekilde ulaşmış oluruz. Biz birey olarakta bize bahşedilen bu amaçlar doğrultusunda yaşarız. Şu an tek sorunumuz kullanmaya çalıştığımız bu iletişimi yönlendiremiyor olmamızdır. İşin daha da traji komik tarafı aldığımız eğitim ile geliştirme gösteremediğimiz bir iletişimin olmasıdır. İnsanlar, eğitimli insanlar aramak isterken aslında bunu eğitimini doğru bir iletişim ile kullanan bireyler olarak düzeltirsek bi nebze amacımıza ulaşmış oluruz.
Hayatımız kararlardan ve düşüncelerimizden oluşur. Bilinçli olarak yaptığımız, zihinsel olarak yaptığımız, benlik duygusuyla yaptığımız veya bilerek yaptığımız kararlar vardır. Kararlarımızı düşünürken bunların rastgele olmadığını anlarız. Çünkü biz yaptık, ben yaptım, yanlış olamaz diye düşünürüz. Özgür bir iletişim kuramamamızın sebebi de budur. Bilinçli olarak yaptığımız kararlar önceden bilinçaltımıza yüklenmemiştir. İşte bu yüzden anlık düşüncelerimizi ısrarlı bir şekilde sürdürmemiz ve kabul ettirmemiz de bu sebeptendir. İletişimi farklılaştırmak ya kabullendiğimiz şekilde ilerleyecektir ya da farkındalığı hissetiğimiz zaman.

                                                                               Serap Acar

Resimler
https://www.google.com.tr/search?q=ileti%C5%9Fim&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0ahUKEwiqjMnboMrSAhXEDiwKHWJ6CAMQ_AUIBigB&biw=1366&bih=662#tbm=isch&q=insanlar+aras%C4%B1+ileti%C5%9Fim&*&imgdii=Uxjpr2E0XBqGmM:&imgrc=IAueTwfVyP9wbM:
https://www.google.com.tr/search?q=ileti%C5%9Fim&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0ahUKEwiqjMnboMrSAhXEDiwKHWJ6CAMQ_AUIBigB&biw=1366&bih=662#tbm=isch&q=insanlar+aras%C4%B1+ileti%C5%9Fim&*&imgrc=IAueTwfVyP9wbM:
                                                                                                                                 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder