BÖTE'nin Kavram Haritası
31 Mart 2017 Cuma
19 Mart 2017 Pazar
Öğrenme Stilleri (Learning Styles)
"Öğrenme stilleri" terimi, her öğrencinin farklı öğrenir anlayışıyla konuşur. Teknik olarak, bir bireyin öğrenme stili, öğrencinin bilgiyi emdiği, işlediği, kavrayacağı ve koruduğu tercihli yolu ifade eder. Örneğin, bir saat kurmayı öğrenirken bazı öğrenciler sözlü talimatları izleyerek süreci anlarken bazıları saati fiziksel olarak değiştirmelidir. [1]
*** Kendi öğrenme stilinizi
tanımak ve anlamak için size en uygun teknikleri kullanabilirsiniz. Bu öğrenme
hızınızı ve kalitesini artırır. Üç tür öğrenme stili vardır; görsel (visual)
,işitsel (audial), dokunsal (kinesthetic).
Görsel: Resimler, resimler
ve mekansal anlayış kullanmayı tercih edersiniz.
İşitsel: Ses ve müzik kullanmayı tercih edersiniz.
Fiziksel: Vücudunuzu, ellerinizi ve dokunuş hissinizi tercih edersiniz. [2]
İşitsel: Ses ve müzik kullanmayı tercih edersiniz.
Fiziksel: Vücudunuzu, ellerinizi ve dokunuş hissinizi tercih edersiniz. [2]
GÖRSEL
Görseller özel yaşantılarında genellikle düzenli
ve titizdirler.Dağınık bir masada ders çalışamazlar, önce masayı kendilerine
göre düzenlerler, daha sonra çalışmaya başlarlar.Çantaları, dolapları her zaman
düzenlidir. Tam olarak öğrenebilmeleri için dersin mutlaka görsel malzemelerle
desteklenmesi gerekir. Harita, poster, şema, grafik gibi görsel araçlarla kolay
öğrenirler ve bu araçlarla öğrendiklerini kolay hatırlarlar.Bilgi ve kavramları
sembol ve resimlere dönüştürmeleri anlamalrını ve bellekte tutmalarını
kolaylaştırır..Birşey düşünürken gözleri yukarı doğru bakar.
Yazarken,okurken renkli kalemler kullanmalu,önemli konuların
altını renkli kalemle
çizmelidir.
Ders dinlerken not almalıdır.
Anahtar sözcük kartları hazırlamalıdır,kısa notlar alarak pekiştirmelidir.
Öğrenmesi gereken materyalleri kendine göre renklendirmeli,organize etmelidir..
Ders çalışırken sessiz bir ortamda ve tek başına olmalıdır..
Çözmeye öalıştığı problem birkaç aşamalı ise her aşamanın nasıl olduğunu ve
geçişiyle ilgili açıklamalı bilgiler yazmalıdır.
Video ve bilgisayar proramlarından yararlanmalıdır.
çizmelidir.
Ders dinlerken not almalıdır.
Anahtar sözcük kartları hazırlamalıdır,kısa notlar alarak pekiştirmelidir.
Öğrenmesi gereken materyalleri kendine göre renklendirmeli,organize etmelidir..
Ders çalışırken sessiz bir ortamda ve tek başına olmalıdır..
Çözmeye öalıştığı problem birkaç aşamalı ise her aşamanın nasıl olduğunu ve
geçişiyle ilgili açıklamalı bilgiler yazmalıdır.
Video ve bilgisayar proramlarından yararlanmalıdır.
İŞİTSEL
İşitseller, ses ve müziğe duyarlıdırlar. Sohbet
etmeyi, birileri ile çalışmayı
severler.Daha çok konuşarak,tartışarak öğrenirler.Bu nedenle sınıfta son derece aktifdirler.Bir şey düşünürken kulak hizasına doğru bakarlar Bir bilgiyi hatırlama istediklerinde genellikle o bilgiyi aktaran kişinin anlatım tarzını veya daha önce bireysel olarak yaptıkları sesli tekrarı hatırlamaya çalışırlar.
severler.Daha çok konuşarak,tartışarak öğrenirler.Bu nedenle sınıfta son derece aktifdirler.Bir şey düşünürken kulak hizasına doğru bakarlar Bir bilgiyi hatırlama istediklerinde genellikle o bilgiyi aktaran kişinin anlatım tarzını veya daha önce bireysel olarak yaptıkları sesli tekrarı hatırlamaya çalışırlar.
Çalışma grupları oluşturmalı ve o gruplarla çalışmalı
ya da bir çalışma arkadaşı
bulmalıdır.
İşittiğini hatırladığı için konuları tekrar ederken yüksek sesle okumalıdır.
Basamaklı bir şekilde öğrenmeleri gereken şeyleri basamaklı olarak yazıp yüksek ses ile söylemelidir.
Önemli konular ve talimatları yüksek sesle okumalı / tekrarlamalıdır.
Problem çözerken kendi anladığı şekilde, yüksek sesli,kendi sözcükleriyle ifade
etmelidir.
Ders çalışırken ses kayıtları yapıp, bunları sınavlara hazırlanırken tekrar amaçlı
kullanabilirler.
bulmalıdır.
İşittiğini hatırladığı için konuları tekrar ederken yüksek sesle okumalıdır.
Basamaklı bir şekilde öğrenmeleri gereken şeyleri basamaklı olarak yazıp yüksek ses ile söylemelidir.
Önemli konular ve talimatları yüksek sesle okumalı / tekrarlamalıdır.
Problem çözerken kendi anladığı şekilde, yüksek sesli,kendi sözcükleriyle ifade
etmelidir.
Ders çalışırken ses kayıtları yapıp, bunları sınavlara hazırlanırken tekrar amaçlı
kullanabilirler.
DOKUNSAL
Kinestetikler oldukça hareketlidirler. Sınıfta
yerlerinde duramaz, sürekli
hareket etmek isterler. Bu hareketlilik, uygun işlere yönlendirilmezse genelde sınıfta problem çıkarırlar. Dersin anlatılması veya görsel malzemeler ile zenginleştirilmesi, kinestetik öğrencinin öğrenmesine beklenen ölçüde katkı sağlamaz. Öğrenebilmeleri için mutlaka ellerini kullanacakları, yaparak- yaşayarak öğrenme dediğimiz öğrenme tekniklerinin uygulanması gerekir. Düşünürken aşağı doğru bakarlar,dağınıktırlar.Yeni bir şey öğrenirken hareket ederek öğrenmeyi tercih ederler.
hareket etmek isterler. Bu hareketlilik, uygun işlere yönlendirilmezse genelde sınıfta problem çıkarırlar. Dersin anlatılması veya görsel malzemeler ile zenginleştirilmesi, kinestetik öğrencinin öğrenmesine beklenen ölçüde katkı sağlamaz. Öğrenebilmeleri için mutlaka ellerini kullanacakları, yaparak- yaşayarak öğrenme dediğimiz öğrenme tekniklerinin uygulanması gerekir. Düşünürken aşağı doğru bakarlar,dağınıktırlar.Yeni bir şey öğrenirken hareket ederek öğrenmeyi tercih ederler.
Ders çalışırken kendi istediği yerde ve şekilde
çalışmasına izin verilmelidir.
Çalışırken elinde notlar ve kartlarla yüksek sesli okumalar yapmalıdır,bu
yöntemle öğrenme kolaylaşır.
Çalışırken hareket etmesi kısıtlanmamalıdır.
Ders çalışırken kendi istediği yerde ve şekilde çalışmasına izin verilmelidir.
Dersi dinlerken hareket etmelerine ve bir şeyler ile oynamalarına izin verilmelidir.
Laboratuar çalışmaları için fazladan izin verilmelidir. Konu ile ilgili müze, tarihi yerler gibi yaşayarak öğrenebileceği yerlere gitmesi sağlanmalıdır.
Lego, oyun hamuru,kil vb. dokunsal materyallerle öğrenme zenginleştirilmelidir.
Oyunlarda rol alarak, deney yaparak, yazarak çok daha verimli bir süreç geçirilir. [3]
Çalışırken hareket etmesi kısıtlanmamalıdır.
Ders çalışırken kendi istediği yerde ve şekilde çalışmasına izin verilmelidir.
Dersi dinlerken hareket etmelerine ve bir şeyler ile oynamalarına izin verilmelidir.
Laboratuar çalışmaları için fazladan izin verilmelidir. Konu ile ilgili müze, tarihi yerler gibi yaşayarak öğrenebileceği yerlere gitmesi sağlanmalıdır.
Lego, oyun hamuru,kil vb. dokunsal materyallerle öğrenme zenginleştirilmelidir.
Oyunlarda rol alarak, deney yaparak, yazarak çok daha verimli bir süreç geçirilir. [3]
KAYNAKÇA
[1] https://teach.com/what/teachers-teach/learning-styles/
[2] https://www.learning-styles-online.com/overview/
[3] http://nkal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/20/01/964247/dosyalar/2012_12/10102559_ogrenme_stilleri.pdf
11 Mart 2017 Cumartesi
İhtiyaç Türleri Nelerdir?
İhtiyaç : Beklenen ile var olan koşullar arasındaki fark olarak tanımlanabilir. Fark ne kadar küçükse ihtiyaç küçük fark ne kadar büyükse ihtiyaç o kadar büyük olacaktır. Mevcut performansın beklenen performansa ulaşamadığı durumlardır. [1]
Tasarımcılara toplanacak bilgi türlerini belirleme ve ihtiyaçları sınıflandırmak için 6 tür ihtiyaç türü vardır.
Normatif İhtiyaçlar
Normatif ihtiyaçlar da bu gerçekte olan durum ile aslında
nasıl olması gerektiği arasındaki farktır ve ulusal standartlar ile
karşılaştırılır. Çoğunlukla eğitim alanlarında , seviye tespitleri veya testler
ile ölçülür. Örneğin YGS' de geçme barajının 150 puan olup, öğrencilerin baraja takılmaları...
Karşılaştırmalı İhtiyaçlar
Normatif ihtiyaçlara benzerler fakat normatif ihtiyaçtan
farklı olarak bu sefer hedef kitle ulusal standartlarla değil , kendileri gibi
diğer grup ya da kitleler ile karşılaştırılır. Örneğin Bir okulda A sınıfının başarı oranı B sınıfındaki başarı
oranından yüksek olması..
Hissedilen İhtiyaçlar
Kişisel veya bireysel ihtiyaç diyebiliriz. Yani kişinin
sahip olduğu yetenek, başarı ve performans ile kendisinden beklenen arasındaki
farktır. Örneğin karnı acıkan bir bebeğin ağlayarak acıktığını annesine
hissettirmesi...
İfade Edilen İhtiyaçlar
Öğrenci alanını tespit ettikten sonra bunları uygular ,
eyleme dönüştürür böylece ifade edilen ihtiyaç gerçekleşmiş olur. Yani burada
asıl ihtiyaç eyleme dönüştürmek istediği alanın sağlanmasıdır. Örneğin akademisyen olmak isteyen bir kişinin yabancı dilini
geliştirmek için kursa gitmesi...
Önceden Tahmin Edilen yada Geleceğe İlişkin İhtiyaçlar
Önceden düşünerek gelecekte oluşabilecek değişikliklerin
belirlenmesi ile ilgilidir. Örneğin her geçen gün teknolojinin gelişmesi buna bağlı olarak
teknolojinin kullanılması için gerekli eğitimlerin alınması...
Acil İhtiyaçlar
KAYNAKÇA
[1] http://ogta.net/
http://alperenfisne.blogspot.com.tr/2016/03/ihtiyac-turleri-nelerdir.html
http://iskenderdoganevr.blogspot.com.tr/2016/03/ihtiyac-turleri.html
9 Mart 2017 Perşembe
İletişimdeki Mutlak Doğru
Mutlak doğru herkesin kesin olarak kabullendiği ve tek bir doğru olduğunu kanıtladığı durumdur.
Mutlak doğruları olmayan insanlar hayatın onlara yaşanılmayacak bir tarafını
yaşamaya başlar ve başkalarının doğrularını kabullenmeye mecbur kalırlar. İtiraz edemedikçe de
düşüncelerimiz başkaları tarafından şekil almaya başlar. İşte o noktadan sonra
da başka insanların figüranı oluruz.
Bizler
ya zoraki dayandığımız mutlak zorluğa göğüs gereceğiz, ya da doğruyu kendimize
göre değerlendirip biraz da asilik yaparak düşüncelerimizi diğer insanlara aktaracağız.
Bunu yaparken zoraki bir dayatmayı tercih etmekten kaçınmalıyız. Çünkü baskı
yaparak farklı düşündüğümüz şeyleri aktarmak istersek bize karşı mutlak doğruyu
kabullendirmek isteyen insanlardan farkımız kalmaz. Peki eğitim de mutlak
doğrunun varlığı nedir? Öğretilenlerin nesnel ve değişmez olması bir bakıma
bizi mutlak doğruya sürüklemektedir. Ancak öğretmenlerin bilgiyi aktarma ve
iletişim kurmasında, bilgileri öğrencilere aktarırken öğrencilerin
düşünmelerine ve yorum yapmalarına izin verilmelidir. Eğitim sürecinde mutlak
doğru vardır ama biz insanlar da
düşündüğümüz gibi yaşarız. Nesnel bir bilgiyi bile belleğimizdeki bilgilerle
bağdaştırıp ona yeni şekiller vererek öğrenmeye çalışmalıyız. Karşımızdaki
insanın duygularını değiştirme gücünü onun bize gönderdiği mesajda arayıp ve
onunla iletişim kurarken olaylara farklı açıdan bakıp düşünce özgürlüğüne önem vermeliyiz.
Eğer tek bir açıya bağlı kalırsak bu durum da ortada konuşulacak bir iletişim
olmayacağının göstergesidir. Görünen de değil de görünmeyen ihtimallerle
ilgilenmek iletişimi en zora sokan bir düşüncedir. Çünkü insanlar farklı
düşüncelere anlayış göstermez, yeni düşünceleri kabullenmezler. Verilen neyse
ona itaat eder, zihinde olanı zorlamaz. Zorlayan biri olduğu zamanda onu
terslerler. Ki belki o zorlanan fikir mutlak doğruyu değiştircek bir fikirdir.
Bir öğrenci üzerinden örnek verirsem, diyelim ki bir öğrenci 2 dersten
başarısız 1 dersten başarılı. İlk tepki öğrencinin başarısız bir öğrenci
olduğunu düşünmemizdir. Peki bu durumu hiç yaptığı iş olarak düşündük mü? Bu
öğrenciyi, başarısız bir öğenci olarak yargılamamız onun başarılı olacağı
dersten ilerlemesine kaygı yaratacaktır. Ve yapabildiği tek şeyi kaybetmesine
neden olacaktır.
Hayatımız
kararlardan ve düşüncelerimizden oluşur. Bilinçli olarak yaptığımız, zihinsel
olarak yaptığımız, benlik duygusuyla yaptığımız veya bilerek yaptığımız
kararlar vardır. Kararlarımızı düşünürken bunların rastgele olmadığını anlarız.
Çünkü biz yaptık, ben yaptım, yanlış olamaz diye düşünürüz. Özgür bir iletişim
kuramamamızın sebebi de budur. Bilinçli olarak yaptığımız kararlar önceden
bilinçaltımıza yüklenmemiştir. İşte bu yüzden anlık düşüncelerimizi ısrarlı bir
şekilde sürdürmemiz ve kabul ettirmemiz de bu sebeptendir. İletişimi
farklılaştırmak ya kabullendiğimiz şekilde ilerleyecektir ya da farkındalığı
hissetiğimiz zaman.
Serap Acar
Serap Acar
Resimler
https://www.google.com.tr/search?q=ileti%C5%9Fim&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0ahUKEwiqjMnboMrSAhXEDiwKHWJ6CAMQ_AUIBigB&biw=1366&bih=662#tbm=isch&q=insanlar+aras%C4%B1+ileti%C5%9Fim&*&imgdii=Uxjpr2E0XBqGmM:&imgrc=IAueTwfVyP9wbM:
https://www.google.com.tr/search?q=ileti%C5%9Fim&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0ahUKEwiqjMnboMrSAhXEDiwKHWJ6CAMQ_AUIBigB&biw=1366&bih=662#tbm=isch&q=insanlar+aras%C4%B1+ileti%C5%9Fim&*&imgrc=IAueTwfVyP9wbM:
4 Mart 2017 Cumartesi
BÖTE Okuyorum Demek Daha Havalı...
Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği bölümünde öğrenciyim. Sanırım bölümümün adını ezberlemem 2 senemi aldı. Çoğu insan gibi ben de Bilgisayar Öğretmeni veya BÖTE diyordum. Ayrıca BÖTE deyince anlamsız bakışmalardan çok yüksek bir bölümde okuduğumun dedikoduları yapılıyordu bile...Peki biz BÖTE'ciler kimiz? Bizim işimiz sadece bilgisayar mı? " BÖTE bölümü öğrencileri, sanılanın aksine sadece bir teknolojik cihazın (bilgisayar) öğretmeni olmak için bu bölümü okumazlar. Öyle olsaydı her cihaz için bir öğretmenlik bölümünün açılması gerekirdi. Mesela; Buzdolabı öğretmenliği :) Kulağa komik geliyor değil mi? Bu tür görüşler bölümün yeterince tanınmasını engellemekte ve gelişimine ket vurmaktadır. Bu nedenle bölümü okumakta olan ya da bu bölümünden mezun kişilerin alanın kapsamını iyi bilmesi, bölümün başkaları tarafından da fark edilmesini kendilerine misyon edinmesi gerekmektedir. "[1] Google dan araştırıp Bilgisayar tanımını ezberlemiş olduğumuzu düşünürsek geriye Öğretim Teknolojileri kalıyor. Ben birazda bu konu hakkında bilgilendirme yapacağım.
“Öğretim Teknolojisi” teriminin tanımını yapmadan
önce bu iki kelimeyi anlamsal açıdan ayrı ayrı
incelemek faydalı olacaktır. “Öğretmek” bildirmek
ya da doğrudan bilgi vermek anlamına gelir ve bu
durumda “öğretim” kelimesini öğretme eylemi
olarak tanımlayabiliriz.“Teknoloji” ise, sanat ve zanaata sistematik
yaklaşımı ifade eden “technologia” kelimesinden
türer. Böylelikle, bu iki anlamı bir araya
getirdiğimizde “öğretim teknolojisi”nin, “herhangi
bir çeşit bilgiyi vermek için sanat ve zanaatta
sistematik yaklaşım” anlamı çıkmaktadır. [2]
Öğretim teknolojileri alanında bir diğer önemli hususta insan öğrenmesinin nasıl gerçekleştiğinin bilinmesidir. Çünkü öğretim tasarımcılarının asıl görevi öğrenmeyi kolaylaştırmak ve insan performansını arttırmaktır. İnsan öğrenmesinin nasıl gerçekleştiğini bilmeden ne kadar etkin öğretim ortamları tasarlanabilir ki! Bu noktada öğrenme yaklaşımları sunduğu çeşitli strateji ve teknikler öğretim tasarımcılarına yol gösterici olmuşlardır [1]
KAYNAKÇA
[1] Eğitim Teknolojisi Kuram ve Uygulama Kitabı
[2] Öğretim Teknolojileri: Tanımı ve Tarihsel Gelişimine Yeniden Bakmak Kitabı
http://ummuhanyigit.blogspot.com.tr/p/blog-page.html
http://elmasmizginbto208c.blogspot.com.tr/
Öğretim teknolojileri alanında bir diğer önemli hususta insan öğrenmesinin nasıl gerçekleştiğinin bilinmesidir. Çünkü öğretim tasarımcılarının asıl görevi öğrenmeyi kolaylaştırmak ve insan performansını arttırmaktır. İnsan öğrenmesinin nasıl gerçekleştiğini bilmeden ne kadar etkin öğretim ortamları tasarlanabilir ki! Bu noktada öğrenme yaklaşımları sunduğu çeşitli strateji ve teknikler öğretim tasarımcılarına yol gösterici olmuşlardır [1]
Öğretim Tasarımının Tarihsel Gelişimi incelendiğinde:
- Büyük Sofistler (M.Ö. 500- 410) Kuram: İnsanoğlu zekidir, ancak yine de sahip olduğu gizli gücü göstermek için eğitime ihtiyaç duyar.
- Socrates (M.Ö. 470-399) Kuram: İnsanoğlunda ahlaki değerler için rehber olan doğal bir erdem vardır. Bilgi doğuştan insanda bulunur.
- Comenius (1592-1670) Kuram: Eğitimin amacı, öğretim yöntemleri gibi konularla ilgilenmiştir. Comenius’a göre eğitimin hedefleri bilgi ve güzel ahlak sahibi olmak ve dindarlıktır.
- Lancaster (1778-1838) Kuram: A.B.D.’de 1800 yılından önce, ezberlemeye dayalı bireysel öğrenme uygulanmaktaydı.
- Pestalozzi (1746-1827) Kuram: Pestalozzi, öğretim metotları ile insan doğal gelişimini birleştirmek istiyordu. Öğrenmede kişisel ayrımların farkına vardı ve öğretim metotları ile öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamayı önerdi.
- Froebel (1782-1852) Kuram: Froebel’in tüm eğitim görüşünün altında yatan baskın düşünce, Tanrının sahip olduğu her şeyin yapısal bütünlüğüdür.
- Herbartian (1776-1841) Kuram: Herbatian, Locke’ın “boş tablet” kuramını, öğrenmenin çağdaş psikolojisi ile harmanladı. O, öğrenme ve öğretimin sistematik psikolojisini geliştirdi.
- 1900’lerin Başları Akım: Okul Müzeleri
- 1914-1923 Akım: Görsel-Đşitsel Öğretim Hareketi
- 1920-1930 Akım: Görsel-işitsel Öğretim Hareketi
- 1950’ler Akım: Đletişim Kuramı
- 1960’lar Akım: Televizyon kanalıyla Öğretim
- 1970’ler Akım: Terminolojide değişim.
- 1980’ler Akım: Bilgisayarlar.
- 1995 Akım: İnternet.
Görülmektedir ki, eğitim alanındaki değişimler çok
çeşitli etkenlerden etkilenmektedir. Toplumsal
olaylar, bilim ve teknolojideki gelişmeler ile birlikte
öğretmenler, öğrenciler, okul yöneticileri,
araştırmacılar, hükumetler, politikacılar vb. gibi
eğitimde değişimi etkileyen çok sayıda faktör
bulunmaktadır. Bu nedenle, eğitimle ilgili konularda
“nasıl” sorusundan önce “niçin” sorusunu tartışmak
ve herhangi bir kitlesel uygulama öncesinde bu
yeniliğin çeşitli yönlerini göz önüne almak büyük
önem taşımaktadır. [2]
KAYNAKÇA
[1] Eğitim Teknolojisi Kuram ve Uygulama Kitabı
[2] Öğretim Teknolojileri: Tanımı ve Tarihsel Gelişimine Yeniden Bakmak Kitabı
http://ummuhanyigit.blogspot.com.tr/p/blog-page.html
http://elmasmizginbto208c.blogspot.com.tr/
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)