Ana Sayfa

19 Mart 2017 Pazar

Öğrenme Stilleri (Learning Styles)




"Öğrenme stilleri" terimi, her öğrencinin farklı öğrenir anlayışıyla konuşur. Teknik olarak, bir bireyin öğrenme stili, öğrencinin bilgiyi emdiği, işlediği, kavrayacağı ve koruduğu tercihli yolu ifade eder. Örneğin, bir saat kurmayı öğrenirken bazı öğrenciler sözlü talimatları izleyerek süreci anlarken bazıları saati fiziksel olarak değiştirmelidir. [1]

*** Kendi öğrenme stilinizi tanımak ve anlamak için size en uygun teknikleri kullanabilirsiniz. Bu öğrenme hızınızı ve kalitesini artırır. Üç tür öğrenme stili vardır; görsel (visual) ,işitsel (audial), dokunsal (kinesthetic).


Görsel: Resimler, resimler ve mekansal anlayış kullanmayı tercih edersiniz.
İşitsel: Ses ve müzik kullanmayı tercih edersiniz.
Fiziksel: Vücudunuzu, ellerinizi ve dokunuş hissinizi tercih edersiniz. [2]

GÖRSEL
Görseller özel yaşantılarında genellikle düzenli ve titizdirler.Dağınık bir masada ders çalışamazlar, önce masayı kendilerine göre düzenlerler, daha sonra çalışmaya başlarlar.Çantaları, dolapları her zaman düzenlidir. Tam olarak öğrenebilmeleri için dersin mutlaka görsel malzemelerle desteklenmesi gerekir. Harita, poster, şema, grafik gibi görsel araçlarla kolay öğrenirler ve bu araçlarla öğrendiklerini kolay hatırlarlar.Bilgi ve kavramları sembol ve resimlere dönüştürmeleri anlamalrını ve bellekte tutmalarını kolaylaştırır..Birşey düşünürken gözleri yukarı doğru bakar.
Görseller en iyi nasıl öğrenir? 
Yazarken,okurken renkli kalemler kullanmalu,önemli konuların altını renkli kalemle
çizmelidir.
Ders dinlerken not almalıdır.
Anahtar sözcük kartları hazırlamalıdır,kısa notlar alarak pekiştirmelidir.
Öğrenmesi gereken materyalleri kendine göre renklendirmeli,organize etmelidir..
Ders çalışırken sessiz bir ortamda ve tek başına olmalıdır..
Çözmeye öalıştığı problem birkaç aşamalı ise her aşamanın nasıl olduğunu ve
geçişiyle ilgili açıklamalı bilgiler yazmalıdır.
Video ve bilgisayar proramlarından yararlanmalıdır.
İŞİTSEL
İşitseller, ses ve müziğe duyarlıdırlar. Sohbet etmeyi, birileri ile çalışmayı
severler.Daha çok konuşarak,tartışarak öğrenirler.Bu nedenle sınıfta son derece aktifdirler.Bir şey düşünürken kulak hizasına doğru bakarlar Bir bilgiyi hatırlama istediklerinde genellikle o bilgiyi aktaran kişinin anlatım tarzını veya daha önce bireysel olarak yaptıkları sesli tekrarı hatırlamaya çalışırlar.
İşitseller en iyi nasıl öğrenir?
Çalışma grupları oluşturmalı ve o gruplarla çalışmalı ya da bir çalışma arkadaşı
bulmalıdır.
İşittiğini hatırladığı için konuları tekrar ederken yüksek sesle okumalıdır.
Basamaklı bir şekilde öğrenmeleri gereken şeyleri basamaklı olarak yazıp yüksek ses ile söylemelidir.
Önemli konular ve talimatları yüksek sesle okumalı / tekrarlamalıdır.
Problem çözerken kendi anladığı şekilde, yüksek sesli,kendi sözcükleriyle ifade
etmelidir.
Ders çalışırken ses kayıtları yapıp, bunları sınavlara hazırlanırken tekrar amaçlı
kullanabilirler.
DOKUNSAL 
Kinestetikler oldukça hareketlidirler. Sınıfta yerlerinde duramaz, sürekli
hareket etmek isterler. Bu hareketlilik, uygun işlere yönlendirilmezse genelde sınıfta problem çıkarırlar. Dersin anlatılması veya görsel malzemeler ile zenginleştirilmesi, kinestetik öğrencinin öğrenmesine beklenen ölçüde katkı sağlamaz. Öğrenebilmeleri için mutlaka ellerini kullanacakları, yaparak- yaşayarak öğrenme dediğimiz öğrenme tekniklerinin uygulanması gerekir. Düşünürken aşağı doğru bakarlar,dağınıktırlar.Yeni bir şey öğrenirken hareket ederek öğrenmeyi tercih ederler.
Dokunsallar en iyi nasıl öğrenir?
Ders çalışırken kendi istediği yerde ve şekilde çalışmasına izin verilmelidir.
Çalışırken elinde notlar ve kartlarla yüksek sesli okumalar yapmalıdır,bu yöntemle öğrenme kolaylaşır.
Çalışırken hareket etmesi kısıtlanmamalıdır.
Ders çalışırken kendi istediği yerde ve şekilde çalışmasına izin verilmelidir.
Dersi dinlerken hareket etmelerine ve bir şeyler ile oynamalarına izin verilmelidir.
Laboratuar çalışmaları için fazladan izin verilmelidir. Konu ile ilgili müze, tarihi yerler gibi yaşayarak öğrenebileceği yerlere gitmesi sağlanmalıdır.
Lego, oyun hamuru,kil vb. dokunsal materyallerle öğrenme zenginleştirilmelidir.
Oyunlarda rol alarak, deney yaparak, yazarak çok daha verimli bir süreç geçirilir. [3]






KAYNAKÇA
[1] https://teach.com/what/teachers-teach/learning-styles/
[2] https://www.learning-styles-online.com/overview/
[3] http://nkal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/20/01/964247/dosyalar/2012_12/10102559_ogrenme_stilleri.pdf

11 Mart 2017 Cumartesi

İhtiyaç Türleri Nelerdir?


İlk önce ihtiyaçlarımızdan bahsedelim. Bir şeyin ihtiyaç olup olmadığını nasıl anlarız. Sanırım yokluk olduğunda... Bu bağlamda çevremizdeki bütün insanların ihtiyaçları vardır ve hepsinin ihtiyacı farklıdır. Örneğin bir annenin ihtiyacı evin geçimini sağlayacak parayı biriktirmek olurken bir çocuk paranın kıymetini bilmeyip kendisine oyuncak alınmasını isteyebilir. Kimi insanlar için en iyi bilgisayara sahip olmakken kimileri için dersi en iyi not ile geçmek. O zaman söylediklerimize bakarak ihtiyacın tanımını aşağıdaki gibi yapabiliriz.



İhtiyaç : Beklenen ile var olan koşullar arasındaki fark olarak tanımlanabilir. Fark ne kadar küçükse ihtiyaç küçük fark ne kadar büyükse ihtiyaç o kadar büyük olacaktır. Mevcut performansın beklenen performansa ulaşamadığı durumlardır. [1]


Tasarımcılara toplanacak bilgi türlerini belirleme ve ihtiyaçları sınıflandırmak için 6 tür ihtiyaç türü vardır.


Normatif İhtiyaçlar  


Normatif ihtiyaçlar da bu gerçekte olan durum ile aslında nasıl olması gerektiği arasındaki farktır ve ulusal standartlar ile karşılaştırılır. Çoğunlukla eğitim alanlarında , seviye tespitleri veya testler ile ölçülür. Örneğin YGS' de geçme barajının 150 puan olup,  öğrencilerin baraja takılmaları...

Karşılaştırmalı İhtiyaçlar

Normatif ihtiyaçlara benzerler fakat normatif ihtiyaçtan farklı olarak bu sefer hedef kitle ulusal standartlarla değil , kendileri gibi diğer grup ya da kitleler ile karşılaştırılır. Örneğin Bir okulda A sınıfının başarı oranı B sınıfındaki başarı oranından yüksek olması..


Hissedilen İhtiyaçlar

Kişisel veya bireysel ihtiyaç diyebiliriz. Yani kişinin sahip olduğu yetenek, başarı ve performans ile kendisinden beklenen arasındaki farktır. Örneğin karnı acıkan bir bebeğin ağlayarak acıktığını annesine hissettirmesi...

İfade Edilen İhtiyaçlar

Öğrenci alanını tespit ettikten sonra bunları uygular , eyleme dönüştürür böylece ifade edilen ihtiyaç gerçekleşmiş olur. Yani burada asıl ihtiyaç eyleme dönüştürmek istediği alanın sağlanmasıdır. Örneğin akademisyen olmak isteyen bir kişinin yabancı dilini geliştirmek için kursa gitmesi...

Önceden Tahmin Edilen yada Geleceğe İlişkin İhtiyaçlar
Önceden düşünerek gelecekte oluşabilecek değişikliklerin belirlenmesi ile ilgilidir. Örneğin her geçen gün teknolojinin gelişmesi buna bağlı olarak teknolojinin kullanılması için gerekli eğitimlerin alınması...

Acil İhtiyaçlar

Etkisiyle önemli sonuçların ortaya çıkmasına sebep olan olumsuzluklar veyahutta başarısızlıklar olarak tanımlanabilir. Örneğin doğal afetler acil ihtiyaçlara en iyi örneklerdir.




KAYNAKÇA
[1] http://ogta.net/
http://alperenfisne.blogspot.com.tr/2016/03/ihtiyac-turleri-nelerdir.html
http://iskenderdoganevr.blogspot.com.tr/2016/03/ihtiyac-turleri.html

9 Mart 2017 Perşembe

İletişimdeki Mutlak Doğru

 Mutlak doğru herkesin kesin olarak kabullendiği ve  tek bir doğru olduğunu kanıtladığı durumdur. Mutlak doğruları olmayan insanlar hayatın onlara yaşanılmayacak bir tarafını yaşamaya başlar ve başkalarının doğrularını kabullenmeye  mecbur kalırlar. İtiraz edemedikçe de düşüncelerimiz başkaları tarafından şekil almaya başlar. İşte o noktadan sonra da başka insanların figüranı oluruz.
Bizler ya zoraki dayandığımız mutlak zorluğa göğüs gereceğiz, ya da doğruyu kendimize göre değerlendirip biraz da asilik yaparak düşüncelerimizi diğer insanlara aktaracağız. Bunu yaparken zoraki bir dayatmayı tercih etmekten kaçınmalıyız. Çünkü baskı yaparak farklı düşündüğümüz şeyleri aktarmak istersek bize karşı mutlak doğruyu kabullendirmek isteyen insanlardan farkımız kalmaz. Peki eğitim de mutlak doğrunun varlığı nedir? Öğretilenlerin nesnel ve değişmez olması bir bakıma bizi mutlak doğruya sürüklemektedir. Ancak öğretmenlerin bilgiyi aktarma ve iletişim kurmasında, bilgileri öğrencilere aktarırken öğrencilerin düşünmelerine ve yorum yapmalarına izin verilmelidir. Eğitim sürecinde mutlak doğru vardır ama biz  insanlar da düşündüğümüz gibi yaşarız. Nesnel bir bilgiyi bile belleğimizdeki bilgilerle bağdaştırıp ona yeni şekiller vererek öğrenmeye çalışmalıyız. Karşımızdaki insanın duygularını değiştirme gücünü onun bize gönderdiği mesajda arayıp ve onunla iletişim kurarken olaylara farklı açıdan bakıp düşünce özgürlüğüne önem vermeliyiz. Eğer tek bir açıya bağlı kalırsak bu durum da ortada konuşulacak bir iletişim olmayacağının göstergesidir. Görünen de değil de görünmeyen ihtimallerle ilgilenmek iletişimi en zora sokan bir düşüncedir. Çünkü insanlar farklı düşüncelere anlayış göstermez, yeni düşünceleri kabullenmezler. Verilen neyse ona itaat eder, zihinde olanı zorlamaz. Zorlayan biri olduğu zamanda onu terslerler. Ki belki o zorlanan fikir mutlak doğruyu değiştircek bir fikirdir. Bir öğrenci üzerinden örnek verirsem, diyelim ki bir öğrenci 2 dersten başarısız 1 dersten başarılı. İlk tepki öğrencinin başarısız bir öğrenci olduğunu düşünmemizdir. Peki bu durumu hiç yaptığı iş olarak düşündük mü? Bu öğrenciyi, başarısız bir öğenci olarak yargılamamız onun başarılı olacağı dersten ilerlemesine kaygı yaratacaktır. Ve yapabildiği tek şeyi kaybetmesine neden olacaktır.

İletişimin gücü bu noktada da ortaya çıkıyor. Karşımızdaki insanlarla farklı düşünce yapılarımızın olacağı doğrudur. Önemli olan bu düşüncelere değer verip yeni bir düşünce oluşturmak gerekir. Baskı yöntemi kullanılan ve farklı düşünceleri zorla kabul ettirdiğimiz  bir iletişim kurduğumuz da karşıya verdiğimizin mesajın dönütü bireyde mutsuzluk yaratacaktır. Mutsuz olan bireyler de karşısındaki insanın doğrusunu kabul edip sorgulamadan, düşünmeden bu iletişimi kabullenmiş olacaklardır ve bunu değiştirmek için hiç bir şey yapmayacaklardır. İşin kötü tarafı böyle bireyler gün geçtikçe artmakta ve bu şekilde hayatlarına devam etmektedir. Ne kadar yaşanılabilecek bir hayatlarının olduklarını düşünmeden… İhtiyaç bireyseldir. Bu ihtiyaçları değiştirmek ve geliştirmek yine bireyin elinde olan bir şeydir. İletişimde etkili olduğumuz nokta da amacımıza verimli bir şekilde ulaşmış oluruz. Biz birey olarakta bize bahşedilen bu amaçlar doğrultusunda yaşarız. Şu an tek sorunumuz kullanmaya çalıştığımız bu iletişimi yönlendiremiyor olmamızdır. İşin daha da traji komik tarafı aldığımız eğitim ile geliştirme gösteremediğimiz bir iletişimin olmasıdır. İnsanlar, eğitimli insanlar aramak isterken aslında bunu eğitimini doğru bir iletişim ile kullanan bireyler olarak düzeltirsek bi nebze amacımıza ulaşmış oluruz.
Hayatımız kararlardan ve düşüncelerimizden oluşur. Bilinçli olarak yaptığımız, zihinsel olarak yaptığımız, benlik duygusuyla yaptığımız veya bilerek yaptığımız kararlar vardır. Kararlarımızı düşünürken bunların rastgele olmadığını anlarız. Çünkü biz yaptık, ben yaptım, yanlış olamaz diye düşünürüz. Özgür bir iletişim kuramamamızın sebebi de budur. Bilinçli olarak yaptığımız kararlar önceden bilinçaltımıza yüklenmemiştir. İşte bu yüzden anlık düşüncelerimizi ısrarlı bir şekilde sürdürmemiz ve kabul ettirmemiz de bu sebeptendir. İletişimi farklılaştırmak ya kabullendiğimiz şekilde ilerleyecektir ya da farkındalığı hissetiğimiz zaman.

                                                                               Serap Acar

Resimler
https://www.google.com.tr/search?q=ileti%C5%9Fim&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0ahUKEwiqjMnboMrSAhXEDiwKHWJ6CAMQ_AUIBigB&biw=1366&bih=662#tbm=isch&q=insanlar+aras%C4%B1+ileti%C5%9Fim&*&imgdii=Uxjpr2E0XBqGmM:&imgrc=IAueTwfVyP9wbM:
https://www.google.com.tr/search?q=ileti%C5%9Fim&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0ahUKEwiqjMnboMrSAhXEDiwKHWJ6CAMQ_AUIBigB&biw=1366&bih=662#tbm=isch&q=insanlar+aras%C4%B1+ileti%C5%9Fim&*&imgrc=IAueTwfVyP9wbM:
                                                                                                                                 

4 Mart 2017 Cumartesi

BÖTE Okuyorum Demek Daha Havalı...

Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği bölümünde öğrenciyim. Sanırım bölümümün adını ezberlemem 2 senemi aldı. Çoğu insan gibi ben de Bilgisayar Öğretmeni veya BÖTE diyordum. Ayrıca BÖTE deyince anlamsız bakışmalardan çok yüksek bir bölümde okuduğumun dedikoduları yapılıyordu bile...Peki biz BÖTE'ciler kimiz? Bizim işimiz sadece bilgisayar mı? " BÖTE bölümü öğrencileri, sanılanın aksine sadece bir teknolojik cihazın (bilgisayar) öğretmeni olmak için bu bölümü okumazlar. Öyle olsaydı her cihaz için bir öğretmenlik bölümünün açılması gerekirdi. Mesela; Buzdolabı öğretmenliği :) Kulağa komik geliyor değil mi? Bu tür görüşler bölümün yeterince tanınmasını engellemekte ve gelişimine ket vurmaktadır. Bu nedenle bölümü okumakta olan ya da bu bölümünden mezun kişilerin alanın kapsamını iyi bilmesi, bölümün başkaları tarafından da fark edilmesini kendilerine misyon edinmesi gerekmektedir. "[1] Google dan araştırıp Bilgisayar tanımını ezberlemiş olduğumuzu düşünürsek geriye Öğretim Teknolojileri kalıyor. Ben birazda bu konu hakkında bilgilendirme yapacağım.


“Öğretim Teknolojisi” teriminin tanımını yapmadan önce bu iki kelimeyi anlamsal açıdan ayrı ayrı incelemek faydalı olacaktır. “Öğretmek” bildirmek ya da doğrudan bilgi vermek anlamına gelir ve bu durumda “öğretim” kelimesini öğretme eylemi olarak tanımlayabiliriz.“Teknoloji” ise, sanat ve zanaata sistematik yaklaşımı ifade eden “technologia” kelimesinden türer. Böylelikle, bu iki anlamı bir araya getirdiğimizde “öğretim teknolojisi”nin, “herhangi bir çeşit bilgiyi vermek için sanat ve zanaatta sistematik yaklaşım” anlamı çıkmaktadır. [2]
Öğretim teknolojileri alanında bir diğer önemli hususta insan öğrenmesinin nasıl gerçekleştiğinin bilinmesidir. Çünkü öğretim tasarımcılarının asıl görevi öğrenmeyi kolaylaştırmak ve insan performansını arttırmaktır. İnsan öğrenmesinin nasıl gerçekleştiğini bilmeden ne kadar etkin öğretim ortamları tasarlanabilir ki! Bu noktada öğrenme yaklaşımları sunduğu çeşitli strateji ve teknikler öğretim tasarımcılarına yol gösterici olmuşlardır [1]


Öğretim Tasarımının Tarihsel Gelişimi incelendiğinde: 
  • Büyük Sofistler (M.Ö. 500- 410) Kuram: İnsanoğlu zekidir, ancak yine de sahip olduğu gizli gücü göstermek için eğitime ihtiyaç duyar. 
  • Socrates (M.Ö. 470-399) Kuram: İnsanoğlunda ahlaki değerler için rehber olan doğal bir erdem vardır. Bilgi doğuştan insanda bulunur.
  • Comenius (1592-1670) Kuram: Eğitimin amacı, öğretim yöntemleri gibi konularla ilgilenmiştir. Comenius’a göre eğitimin hedefleri bilgi ve güzel ahlak sahibi olmak ve dindarlıktır.
  • Lancaster (1778-1838) Kuram: A.B.D.’de 1800 yılından önce, ezberlemeye dayalı bireysel öğrenme uygulanmaktaydı. 
  • Pestalozzi (1746-1827) Kuram: Pestalozzi, öğretim metotları ile insan doğal gelişimini birleştirmek istiyordu. Öğrenmede kişisel ayrımların farkına vardı ve öğretim metotları ile öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamayı önerdi.
  • Froebel (1782-1852) Kuram: Froebel’in tüm eğitim görüşünün altında yatan baskın düşünce, Tanrının sahip olduğu her şeyin yapısal bütünlüğüdür. 
  • Herbartian (1776-1841) Kuram: Herbatian, Locke’ın “boş tablet” kuramını, öğrenmenin çağdaş psikolojisi ile harmanladı. O, öğrenme ve öğretimin sistematik psikolojisini geliştirdi. 
  • 1900’lerin Başları Akım: Okul Müzeleri 
  • 1914-1923 Akım: Görsel-Đşitsel Öğretim Hareketi
  • 1920-1930 Akım: Görsel-işitsel Öğretim Hareketi 
  • 1950’ler Akım: Đletişim Kuramı
  • 1960’lar Akım: Televizyon kanalıyla Öğretim
  • 1970’ler Akım: Terminolojide değişim.
  • 1980’ler Akım: Bilgisayarlar. 
  • 1995 Akım: İnternet. 

Görülmektedir ki, eğitim alanındaki değişimler çok çeşitli etkenlerden etkilenmektedir. Toplumsal olaylar, bilim ve teknolojideki gelişmeler ile birlikte öğretmenler, öğrenciler, okul yöneticileri, araştırmacılar, hükumetler, politikacılar vb. gibi eğitimde değişimi etkileyen çok sayıda faktör bulunmaktadır. Bu nedenle, eğitimle ilgili konularda “nasıl” sorusundan önce “niçin” sorusunu tartışmak ve herhangi bir kitlesel uygulama öncesinde bu yeniliğin çeşitli yönlerini göz önüne almak büyük önem taşımaktadır. [2]  





KAYNAKÇA
[1] Eğitim Teknolojisi Kuram ve Uygulama Kitabı
[2] Öğretim Teknolojileri: Tanımı ve Tarihsel Gelişimine Yeniden Bakmak Kitabı
http://ummuhanyigit.blogspot.com.tr/p/blog-page.html
http://elmasmizginbto208c.blogspot.com.tr/